Ekonomi
11 Nis 2020 16:52 Son Güncelleme: 11 Nis 2020 17:00

Koronavirüs para ve kredi mekanizmasını değiştirecek

Koronavirüs salgının sosyo-ekonomik etkileri, alanında uzman isimlerin internet üzerinden katıldığı konferansta tartışıldı. Konferansta, tarihte de benzer salgın örneklerinin yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Mehmet Bulut, “Bu salgınlar, para ve kredi mekanizmasını değiştirecek ya da çok önemli etkileri olacak. Çinliler para ve kredide bizi önemli bir yere götürebilir” dedi.

Koronavirüs para ve kredi mekanizmasını değiştirecek

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs, konferansları da dijital ortama taşıdı. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) “Korona Salgınının Sosyo-Ekonomik Etkileri ve Türkiye” başlıklı konferansta alanında uzman isimleri dijital platformda bir araya getirdi. Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak’ın modereatörlüğünü üstlendiği konferansta, salgının sosyo-ekonomik etkilerini;  İZÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut başta olmak üzere; Prof. Dr. Fuat Erdal, Prof. Dr. Süleyman Özdemir, Prof. Dr. Ahmet F. Aysan, Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan ve Prof. Dr. Erdal Karagöl anlattı.
Tarihte yaşanan diğer salgın hastalıklardan örnekler veren Prof. Dr. Mehmet Bulut, “Tarihi günler yaşıyoruz. Koronavirüs sebebiyle tarih hükmünü veriyor ve biz bunun tanıkları olarak uyum sağlamaya çalışıyoruz. Belki kongrelerimizi de böyle organize edeceğiz. Eğitime yönelik sonuçlarını da bu şekilde tecrübe ettik” diye konuştu.

SALGINLARIN TARİHTE DE ÖNEMLİ SONUÇLARI OLDU

Tarihin belli dönemlerinde de bu salgınların yaşandığını ve çok önemli sonuçları olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Bulut, “İçinde bulunduğumuz pandeminin şu andan itibaren sonuçlarını görmeye başladık. Bu süreçte para ve kredi mekanizması hakikaten değişecek ya da çok önemli etki ile karşılaşacak. Kredi mekanizmasında Müslümanların da önemli etkisi var. Çinliler para ve kredi de bizi önemli bir yere götürecek” dedi.

HIZLI BİR DÖNÜŞÜMLE KARŞILAŞACAĞIZ

Prof. Dr. Bulut, salgınların yayılmasında ticaretin etkisinin büyük olduğuna dikkat çekerek, “Koronavirüs ile e-ticaret önemli rol kazanacak. Yapay zekanın devreye girmesiyle tüketim alışkanlıklarımızın kontrolü ve buna yönelik üretim süreçlerinde de durumlar değişiyor. Lojistik, ulaştırma gibi sektörler önemli sonuçlarla karşılaşacak. Bu alanlarla ilgili hızlı bir dönüşümle karşılaşacağız” ifadelerini kullandı.

“SAHİP OLDUĞUMUZ DEĞERLERE SAHİP ÇIKMALIYIZ”

Koronavirüs salgınıyla birlikte Türkiye’de çok önemli tedbirler alındığını söyleyen Prof. Dr. Bulut, “Sahip olduğumuz değerlerin altının çizilmesinde önem var. Bu değerlere sahip çıkarsak, sosyoekonomik etkiler daha az olacaktır. Büyük salgınların sistemsel iktisat paradigmasının değişmesinde önemli rolü var. Müslümanlar geçmişte yaşanan salgınlarda büyük nüfus kayıplarıyla karşılaşmadı. Bunun en önemli nedeni su sistemi ve temizlik anlayışı. Sıtma, cüzzam gibi salgınları dikkate aldığımızda bunların hepsine karşı Müslümanların benimsedikleri hayat tarzı önemli etkiye sahip” diye konuştu.

“TARİHTEKİ SALGINLAR DA TİCARET YOLU İLE YAYILDI”

1347 - 1351 yılları arasında Avrupa'da büyük yıkıma yol açan veba salgınının da ticaret ve seyahat yoluyla yayıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Bulut, “Kara ticaretinden ziyade bu hastalıklar o zaman deniz yoluyla taşınıyordu. Bu sistemin dönüşmesine ve deyim yerindeyse feodal sistemden modern kapitalist sistemine geçilmesinde vebanın önemli etkisi var. Şehir nüfusunun artması da vebanın yayılmasının sonucudur” dedi.

“SALGINLAR YENİ ANLAYIŞLARI BERABERİNDE GETİRDİ”

Prof. Dr. Bulut, salgın hastalıkların yeni anlayışları beraberinde getirdiğini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:

“İşçi ücretlerinde artış ortaya çıktı. Hollanda’da tekstil atölyelerinde işçiler günlerini neredeyse kendi belirlemeye başladı. Kırsal alanda toprağı işleyecek nüfus azaldığı için buralarda da değişim yaşandı. Toprak tarımı yerine başıboş koyun ve sığırların meralarda yayıldığı hayvancılığın, buna bağlı olarak yün ve dericilik ile tekstil sektörünün gelişmeye başladığını görüyoruz. Veba, Avrupa ormanlarının korunmasına ve doğal kalmasına sebep oldu. 15-16 olan evlilik yaşları değişmeye başladı. Doğa konusunda fikirler değişti. Doğa artık ‘yeter’ diyor. Eğer gereği gibi davranmazsak bu virüsler yeniden rollerini oynayacak.”