KKTC
10 Şub 2021 12:27 Son Güncelleme: 10 Şub 2021 12:37

Yunan Başbakana sert cevap: "Kıbrıs Cumhuriyeti Rumların işgali altındadır"

Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in “Kıbrıs sorunu 1974 yılında başladı” sözlerini sert eleştiren Başbakan Ersan Saner "Kıbrıs Cumhuriyeti Rumların işgali altındadır" dedi.

Yunan Başbakana sert cevap: "Kıbrıs Cumhuriyeti Rumların işgali altındadır"

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in küstah sözleri KKTC devlet yönetimi tarafından sert sözlerle eleştirildi. Miçotakis'in Kıbrıs adasının Türkler tarafından işgal altında tutulduğunu belirtmesi ve “Kıbrıs sorunu 1974 yılında başladı” yönündeki küstah sözleri önce Cumharbaşkanı Tatar ardından da Başbakan Saner tarafından değerlendirildi. 

Başbakan Ersan Saner, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in “Kıbrıs sorunu 1974 yılında başladı” yönündeki açıklamasının gerçeği yansıtmadığını, kaydederek, sorunun 1963’te başladığını belirtti...

Başbakan Ersan Saner,  Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk ve Yönetim Kurulu’nu kabul etti. 

Başbakan Ersan Saner kabulde yaptığı konuşmada Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in Kıbrıs sorununun 1974 yılında başladığı yönündeki açıklamalarına da değindi. Başbakan Saner, bunun  gerçeği yansıtmadığını ve  sorunun 1963’te başladığını belirtti.

Başbakan Ersan Saner, konuşmasına şöyle devam etti:

"Burada net şekilde söylemek istiyorum ki Kıbrıs sorunu 1963 yılında ortaya çıkmıştır ve Kıbrıslı Rumların Kıbrıslı Türklerinin Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ihraç etmesi ile başlamıştır. Bu ülkede işgalden bahsedilecekse, işgal edilen tek şey Rumlar tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek taraflı olarak işgal edilmesidir.

Bizler 1974’te Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlük hakkını kullanarak  Mutlu Barış Harekâtı ile adaya  barışı getirmiştir. Bu ülkede var olmayan sadece anlaşmadır.Bu anlaşmanın yapılması için de her zaman olduğu gibi Kıbrıs Türk tarafı elini taşın altına her zaman koymaya hazırdır. Ancak, yaşayabilir ve sürdürülebilir bir anlaşma, iki egemen ve eşit toplumun bu ülkede olduğunun kabul edilmesi dışında bizim herhangi bir anlaşmaya imza atamız mümkün değildi.”